İki sene evvel PES 6 incelememi yazarken Konami artık futbol simülasyonu yapıyor demiştim çok iyi hatırlıyorum. İki sene evvel çok uzak olmamasına rağmen şimdiki geldiğimiz noktada bu “ futbol simülasyonu” terimini erken kullandığımı fark ettim. Konami beni ters köşeye yatırmıştı. İki sene evvel hayran kaldığım o oyuna o övgüleri yağdırdıktan sonra PES 2009’da geçirdiğim saatleri nasıl anlatacaktım. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir noktadaydım. Ama oyundan zorla çıkarak oyunla ilgili bir şeyler yazmak da zorundaydım.
Pes 2009’u bilgisayarıma kurduğumdan beri masaüstündeki diğer oyunların pabucu çoktan dama atılmıştı. Çünkü geçen seneki PES 2008 faciasından sonra futbol oyunlarına küsmüştüm, Fifa 09’ dan da her sene olduğu gibi gerekli randımanı alamayınca başka türlere başka heyecanlara atmıştım kendimi. Ama bir PES tutkunu olarak bilgisayarımda her sene yeni bir PES oyunu yüklü olurdu. 2008 senesi bu açıdan facia ile sonuçlanmıştı. Şimdi ise Konami geçen seneki hatalarını sanki bu seneki oyununu bu denli muntazam ve güzel hale getirmek için yapmış gibi geldi bana. Geçen sene bir deneme tahtası olmuş kobay oyunda Pes 2008 olmuştu. PES in o hayran kaldığım top kontrolü ve top fiziğindeki oynamalar ölümcül hatalara sebebiyet vermişti. PES’in elindeki en büyük kozu olan top fiziği ve topa vuruşlardaki tokluk hissi kaybolmuştu. Bütün bunlar oyundan süratle soğuyup kısa zamanda oyunu bırakmama sebep olmuştu.
Şimdi geldiğimiz nokta ise bambaşka bir boyut, apayrı bir tat, muhteşem oynanabilirlik bir o kadar güzel grafikler ve yıllardır PES serilerinde görmeye hasret kaldığımız kısmen de olsa lisans sorunlarının aşılmasıydı. Oyunu anlatırken pek çok yerde abartabilirim ama ben bir PES oyuncusuyum ve benim gibi olanlar bilirler ki geçen seneki fiyaskonun ardından oyun hakkında ne kadar mübalağa yapılsa azdır. Çünkü gördüğümüz en iyi PES oyununu oynadığımızdan emin olabilirsiniz. Bu ise su götürmez bir gerçek.
Konami, şapkasını önüne alıp geçen seneki hatalarını, sorunları ve yanlışlıkları nerede yaptığını bütün sene iyi analiz etmiş ve çok can alıcı noktalara gerekli uygulamaları yaparak özlenilen PES oyununa son noktayı koymuş. Oyunu açar açmaz ilk karşılaştığınızda bu değişime şahit oluyorsunuz. Bildiğimiz PES menü sisteminden farklı bir menü sistemi ve görseli mevcut. Gerek arka plan olsun gerek ana menüdeki soundtracklar çok canlı ve gaza getirici olmuş. Oyuna daha ana menüsünde bir renk, bir tat gelmiş denilebilir. Oyunda bildiğimiz PES modlarından farklı olarak birkaç değişiklik göze çarpmakta bunlardan en tepedeki ve en dikkat çekici olan ise UEFA CHAMPIONS LEAGUE. Yazının başında da belirttiğim gibi Konami bu sene paraya kıymış ve lisans işine el atmış. Şampiyonlar Ligi’de bu bağlamda bize hediye edilen çok zevkli çok keyifli ve bir o kadar zorlu bir mod olarak karşımıza çıkıyor. Bu moda girmeden önce her sene olduğu gibi ben Exhibition seçeneğine yönelip İngiltere – Türkiye maçında ter döktüm. İlk başta söylediğim menü sistemini değişmiş olması oyunun tamamı için geçerli her yerde bu farklılığı ve buram buram yeniyim ben diye bağıran değişiklikleri görebiliyoruz. PES serisi kabuk değiştirmiş resmen, çokta güzel olmuş. Hızla taktiğim ayarlayıp oyuna dalıyorum. En başında masa üstündeyken Setting’den ayarları yaparken Quality kısmının Low’da olduğunu hatırlayıp her şeyi kapatıp bunu mediuma getiriyorum çünkü biliyorum ki en düşük seviye grafik ayarlarında mahrum kalabilirim. Bu kötü fikirden birkaç click darbesiyle uzaklaşıp tekrar başlayamadığım maçıma dönüyorum. Forma ve stat seçimi falan derken oyuna giriyorum. Oyuncuların isimleri birebir gerçek takımlarındaki gibi aynı ve güncel kadrolar. Bu güncelliği oynadığım pek çok maçta fark ettim. Yani kadrolar birebir gerçek hayattaki takımlarla uyuşuyor gerçekçilik için iyi bir puan olarak gözüme çarpıyor. Gerçekçilik için tek gözüme çarpan bu değil elbette. Oyuna girdiğinizde grafiklerin güzelliğine hayran aklıyorsunuz. Oyuncuların modellemelerini statta ki ışık oyunlarının o dandik karton seyircilerin bile güzel bir tarafı gözüme çarpıyor. Oyuncuların muhteşem grafik modellemelerine geçmeden önce statlara hayran kaldığımı söylemek istiyorum. Her kamera açısında değişik yerlerden incelediğimde her stadın gerçekten çok güzel ve orantılı olarak modellendiğini her hangi bir kamera açısında da bir saçmalama olmadan bunları gözlemleyebildim. Her stadın kendine özgü çim yapısı ve havası var. Yani San Siro’da sahanın yarısına güneş vurabilirken başka bir stat da tamamen farklı bir görüntüyle karşılaşabiliyorsunuz.
17 adet stat oyunda mevcut ve Konami stadı hariç hepsi aslına uygun modellenmiş. Bahsettiğim ışık oyunlarında oyun içersinde mutlaka ilginizi çekecektir. Tabi ki ayarları biraz arttırmak koşuluyla. Oyuncuların modellemelerine gelecek olursak gerçekten bu sene Konami kendini aşmış denilebilir. Bazı istisnalar olsa bile oyuncular aslına uygun yapılmış. Türk milli takımında nerdeyse herkes orijinalinin aynısı Emre biraz boy atmış gibi ama onun dışında pek bir gariplik yok. Formalar ayakkabılar dizlikler kramponlarda yine tam tadında ve kaplamalar hiçbir yerde açık vermiyor. PES bu sene grafik açsından FIFA’ya en çok yaklaştığı yıl olarak karşımıza çıkıyor. Üstüne birde o efsanevi oynanabilirlik eklenince başından kalkılmayan bir oyun oluveriyor.
Oyun dinamikleri geçen senelerden farklı değil ama bu sene biraz daha oturmuş ve daha güzel olmuş denilebilir. Oyunun hızı bir nebze yavaşlamış ve buda gerçekçiliğe doğru güzel bir adım olarak göze çarpıyor. Futbolcu animasyonları geçen senelerdekilere benzese de yeni birkaç animasyona rastlamakta mümkün. Tartışmalı pozisyonlarda ise oyucular saç baş yoluyor bizler için keyifli ve eğlenceli görüntüler oluşturuyor. Oyunun dinamikleri geçen seneler ki gibi aynı fakat bir şey gözden kaçmıyor; oyun gerçekten zorlaşmış ve yapay zekası üst seviye olmuş. Şöyle ki artık yıldız bile olsa bir oyucuyla uzun süre gidip herkesi devire devire çalımlar atıp gol atmak imkansız gibi bir şey. Aynı şekilde rakipleriniz daha fazla ayağa pas ve boş alan kaçma taktiği uyguluyorlar. Özellikle defansınızdaki kanat oyuncularıyla atağa kalktığınızda topu kaptırırsanız rakip forvet oyuncusu buralara çok güzel sarkıyor ve topla buluştuğunda gerçekten çok tehlikeli kontralar yiyebiliyorsunuz. Aynı şekilde ikili mücadelelerde top çalmak zorlaşmış ve rakip yatarak topu sizden eskiye oranla çok rahat alabiliyor. Aynı şeyi sizde doğru zamanlama ile yapabilirisiniz ama en ufak bir zamanlama hatası size sarı kart olarak geliyor. Hakemler bu kaymalara karşı sarı kartlarını hiç esirgemiyor. Kırmızı kartlar genellikle gole giden adamı devirirseniz çıkıyor onun dışında ve ikinci sarı dışında ender olarak kırımızı kart ile cezalandırılıyorsunuz.
Oyunda gol atmak oyunun zorlaşmasında en önemli faktörlerden biri.Bol gollü maçları unutun! Hele ki bir takıma fark atmak özellikle bu takım büyük liglerin başını çeken takımları ise çok zor. Öne geçtiğiniz maçlarda mutlaka üzerinizde baskı kurup sizi hataya zorluyorlar ve bir şekil de sonuca ulaşıyorlar daha güçsüz takımlar içinde bu geçerli ama onların golü bulması biraz daha zor oluyor ve o arada kontra ataklardan golü bulabilirseniz işiniz bayağı kolaylaşıyor. Oyundaki taktik planınız normalde PES serilerinde oyuna yöne veren temel etmendi bu durum bu oyunda daha belirli oluyor. Her durma göre bir taktiğiniz olmalı yoksa büyük takımlar karşısında tel tel dökülebilirsiniz. Bütün bu oynayışla ilgili zorluklardan bahsederken sakın gözünüzü korkutup PES 2009’un aşırı zor bir oyun olduğu gelemesin aklınıza. Bu söylediklerim Top Player için geçerli ve emin olun en zevkli maçlar en zor seviyede oluyor ve attığınız goller size gerçekten büyük haz veriyor.
Oyundaki diğer bir can alıcı nokta ise kaleciler. Kaleciler PES 2009 un adına yakışır şekilde davranıyorlar ve ara pasıyla fazla meşgul olmazsanız azami görevlerini yerine getiriyorlar. Çok kritik hataları olmuyor ama kaleciyi çıkarıp rakip oyuncunun açıyı kapatmak isterseniz kalecinin her türlü saçmalamasına katlanıyorsunuz ki buda gayet normal. Onun dışında kelcilerden yana pek bir problem çekeceğinizi düşünmüyorum.
UEFA CHAMPIONS LEAGUE daha önce belirttiğim üzere bize bir lütuf. Gerçekten bir oyunun şampiyonlar ligini bu derece güzel empoze edilebileceğini düşünemezdim. Sanki evimin salonunda tv’nin karşısında Salı yada Çarşamba gün 21.45deki şampiyonlar ligi maçını izleri gibiyim. Her şey gerçeğiyle birebir aynı her detay düşünülmüş ve oyuna da son derece güzel monte edilmiş. Hele ki bu moda başlarken çalan o meşhur Şampiyonlar müziği her şeye bedel. Oyun içinde ara videolar gerçek oyuncuların kısa videoları çok güzel yedirilmiş mutlaka bu moda girip bir kez kupayı kaldırın derim. Tabi ki dünyanın en iyi kulüp takımlarını devirebilirseniz.
Oyundaki modlardan yeni olarak gözümüze BECOME A LEGEND çarpıyor. Bu biraz FIFA daki Bea Pro moduna benzese de kesinlikle uzun saatlerinizi geçireceğiniz çok keyifli ve çok güzel bir mod. Adından da anlaşılacağı üzere bir efsanenin doğuşuna yada doğmayışına yöne veriyoruz parmaklarımızla. Bu moda girdiğinizde sıfırdan bir oyucuyu her şeyiyle yapmaya başlıyoruz. Saçından baskın ayağına sakatlanma durumundan tozluğunun uzunluğuna kadar her şeyini belirleyip sıfırdan futbol kariyerimize başlıyoruz. Bu moda sadece kendi oluşturduğumuz futbolcuya yön verebiliyoruz maç içersinde bu yönden biraz sıkıcı gibi görünse kendini göstermek için heryere koşuşturmak ve takımımızın galibiyetinde önemli bir yere sahip olmak çok eğlenceli olmuş. Bu modun ilk başlarında ilk transfer olduğunuz takımda bir sürü antrenman maçı yapmalısınız. Ancak belli bir seviyeye ve yeterliliğe ulaşırsanız yedeklere alınıyorsunuz ve hocanız sizi takıma alırsa maça çıkabiliyorsunuz yani sıfırdan bir futbolcu oluyorsunuz. Taktiğe yada herhangibi yöneticilik işine soyunamıyorsunuz.Kendinizde oynamaya başladıktan sonra görüyorsunuz ki bağımlılık yapıcı bir etkisi var master league kadar sizi oyalayacak bir kısım.
Bunun dışında geri kalan menüler diğer PES serilerinde bildiğimiz kısımlar, bunlarda bir değişiklik yok işlevsel olarak;görsel olarak bahsettiğim gibi daha canlı ve dinamik menüler arasında dolaşmak çok daha güzel.
Oyundaki müziklerde eskiye oranla son derece gaza getirici ve sizi teşvik edici parçalar var. Bunları internette küçük bir araştırma yaparak edinebilirsiniz yada benim gibi menüler arsında duruşlarınızı uzatarak müzikleri dinlemeyi tercih edebilirsiniz. 60 a yakın soundtrackla PES 2009 önceki serilere oranla bu işe bu sene ne kadar önem verdiği gösteriyor.
Seslere gelecek olursak oyun içi sesler bazen sapıtsa da genelde tatminkar görünüyor. Çok iyi değil belki ama eksikliği hissedilir boyutta değil. Topa vuruştaki sesler direkten dönen topların sesi yada taraftar sesleri hepsi tam kıvamında . Kenarlardan bağıran teknik heyetin sesi de güzel bir ayrıntı olmuş.
PES 2009 her futbol severin dahası spor severin mutlaka oynaması gereken dört dörtlük bir oyun. Oyun gerek grafikleri gerek lisansında kendi aşmasıyla (Almanya ligi hariç hala yok) özlenilen kendinden beklenileni tam manasıyla veren bir yapım olmuş. Gerçek top fiziğini görmek istiyor ve keyifli modların da saatlerinizi hatta günlerinizi nasıl su gibi geçeceğini anlamak istiyorsanız bu oyunu kesinlikle oynamalısınız. Çünkü Konami görmüş olduğumuz en iyi futbol oyunun yaptı ve bize oynamak kaldı.