Google, son zamanlarda peş peşe sunduğu yeni servis, ürün ve hizmetleriyle şaşırtıyor. Artık bu hıza yetişmek bile özel bir çaba gerektiriyor.
İlgiyle izlediğimiz bu gelişmeler ‘bunu da yaptılar ha!’ nidalarıyla karşılık bulurken. Bir yandan da kişinin ‘özel’ saydığı sınırları ‘çiğnediği’ için, özellikle Avrupa ülkelerinde, hakkında açılan davaların çoğalmasına sebep oluyor. Ancak Google, davaları da kaybetse yasalara da ters düşse ve hatta ‘ahlakî’ ölçüleri de zorlasa açılımlarını, yeniliklerini sürdürecek.
Önceleri bazı arama motorlarından iyi sonuçlar çıkardığı için tercih edildi, daha sonra her şeyi ‘google’ın küçük kutucuğu’nda aramaya başladık. Gmail ile ücretsiz e-posta hizmeti sunduğunda bu teklife hiç hayır demedik. Bu serviste sorunlar yaşansa da sanırım kimse kullanmaktan vazgeçmedi. Bu gelişmeler devam ederken Google kendi standartlarını da oluşturmaya başlıyordu; e-posta hesabındaki kimliği diğer servislerde de kullanmak gibi...
Google kendi standartlarını oluştururken onun dışındaki biz de bu standartlara tabi olmaktan geri durmuyor ve mahkemelerde kanıt gösterilecek bilgi kaynağı bile yapıyorduk. Daha da ilerleyip bir okyanus tabanındaki izden yola çıkarak efsaneleri bile canlandırıyor, ‘atlantisin kalıntılarına ulaşıldı’ diyebiliyorduk. Evet, Google bu kadar güvenilir bir kaynak haline gelmişti. Arama sonuçlarına göre şirket batırıp-çıkartan öyküsü de eskimiş artık yeni planlar peşine düşmüştü bile, Google.
GOOGLE YERİMİZİ BİLİYOR
‘Arama devi’ diğer bildiklerinin yanında artık yerimizi de bilecek. Yeni ‘Google Latitüde’ servisi cep telefonları ve diğer mobil cihazlar üzerinden yer tespitini mümkün kılıyor. Yani biz arkadaşımızın yerini biliyor olmanın sevincini yaşamak için o ‘hizmet’i kullanırken onlar bu gayedeki herkesin yerini bilecek.
Bu bizim ne kadar kontrol edilebileceğimizin geldiği boyut olsa da biz sadece işin teknolojik boyutundayız sanki. Ya da sanki Google bunları bizim alkışımızı almak için mi yapıyor? Rakipleri ile arasındaki bir mücadele desek dahi en büyük rakibinin yeri ve hakkındaki iddialar da ortada.
Deniyor ki, bu servisi sadece istediğiniz kişiye yerinizi gösterecek şekilde ayarlayabiliyorsunuz. Tabii ki güzel bir özellik, peki Google kayıtları ne olacak? Ayrıca bunu diğer ürünlerinden de kullanacaklarını söylemeye gerek yok sanırım.
GOOGLE İLGİ ALANLARIMIZI DA ÖĞRENECEK
Google’dan ekmek parasını çıkaranlar bile var. Bunu –görmüşsünüzdür- ‘Google Reklamları’ denilen reklamcılık uygulamalarıyla yapıyorlar.
AdSense, Google’ın içeriğe dayalı reklam yönetimi uygulaması, tahmin edebileceğiniz gibi oldukça yaygın. Eğer bir web sayfanız var ise, Google’a reklam verenlerin reklamlarını sitenizde yayınlayıp, tıklama başına, para kazanmak istemeniz mümkün. Bu paranın Google’dan geleceğini bilmek tabii ki daha da geven verici oluyor. Böylece dolandırılmak gibi bir kaygınız olmuyor. Kendi kâr politikalarını düşünerek hareket eden Google, bize de ‘reklama tıklat paranı al’ paylarını vererek daha değişik reklam uygulamalarına doğru yol alıyor.
AdSense reklamları sayfanın içeriğine dayalı olarak değişen reklamlardan oluşuyor ve siz bazı şeyleri kişiselleştirebiliyorsunuz. İstediğiniz sayfaları engelleme gibi özellikler ile normal içerik-reklam esasına göre çalışıyor. Buraya kadar normal, ancak Google bu reklam uygulamasında, en son çok tartışılan bir değişiklik yaptı ve ‘ilgi alanına dayalı reklamcılık uygulamasına geçeceğini duyurdu’ ve beta olarak da kullanıma başlandı. AdSense üyelerine gelen e-posta şöyle:
"Sayın Kullanıcımız,
Bu mesajı size yakında başlatılacak olan ilgi alanına dayalı reklamcılıkla ilgili bilgi vermek için yazıyoruz. ...
...İlgi alanına dayalı reklamcılık, reklamverenlerin, kullanıcının daha önceki etkileşimlerine (reklamverenin web sitesini ziyaret etmek gibi) dayalı olarak reklamlar göstermesine ve ilgi alanlarına (örneğin "spor meraklıları") dayalı olarak kullanıcılara ulaşmasına olanak sağlayacaktır. İlgi alanı kategorileri oluşturmak için, kullanıcıların tüm Google içerik ağında ziyaret ettiği web sayfası türlerini belirleyeceğiz. Örneğin, kullanıcılar çok sayıda spor sayfasını ziyaret ediyorsa, söz konusu kullanıcıları "spor meraklıları" ilgi alanı kategorisine ekleyeceğiz. İlişkili hesap ayarlarınızla ilgili daha fazla bilgi edinmek için, ....
...Yayıncı siteleri ve yasalar ülkelere göre değişiklik gösterebileceğinden, maalesef gizlilik politikası için belirli bir ifade biçimi öneremiyoruz. ... "
GOOGLE ARTIK TEŞHİS KOYACAK
Yazılanlardan da anlaşıldığı gibi Google artık ‘içeriğe dayalı reklam’dan çıkıp ‘ilgi alanına dayalı reklam’ dönemini başlatmış. Bu şu anlama geliyor: Google reklamı olan siteleri dolaştığınızda (‘önceki etkileşimleriniz’) bu sitelerin kayıtları tutulup size girdiğiniz sitelere göre (mesela genel olarak spor siteleri) aynı içerikli reklamlar gösteriliyor. Bir diğer anlamı siz sayfaları dolaştıkça ağırlıklı olarak dolaştığınız sitelere göre size bir profil çıkarılıyor ya da ‘teşhis’ konuyor; ‘bu adam futbol hastası’ gibi. Ve sizi bir kategoriye alıp hep öyle değerlendiriyorlar. Yani tüm kimliklerinize ek olarak bir de Google’ın reklam ağında bir kimliğiniz oluyor. İnternete girer girmez, ‘işte yine futbol meraklısı geldi’ der gibi size günlük reklamlarınızı sıralıyorlar. Hata sanırım zamanla ilgileriniz değişir ise tutup size ‘sen böyle değildin sana ne oldu’ gibi sorular da belki sorabilirler. Bu son söylediğimiz şaka ama Google’nin gidişatı buraya doğru görünüyor.
Google’ın yeni reklam anlayışı, reklamcılık açısından ve internet kullanıcılarının ilgi alanlarını tespiti açısından çok önemli bir gelişme olsa da ‘kişisel gizlilik’ açısından hiç de öyle sayılmaz. Duyurulduğundan beridir tartışılan ve şu an deneme aşamasında olup Nisan ayında tam olarak kullanılacak uygulamaya bazı sivil toplum kuruluşları açık bir şekilde karşı çıkıyor. Ve incelenmesini talep ediyorlar. Kullanıcının atacağı her adımın takip edilmesinin pek hoş olmadığına dikkat çekildiği gibi bu kayıtların başka ne amaçla kullanılacağı da ayrı bir konu.
GOOGLE NEREYE?
Genel olarak baktığımızda hiç dikkatten kaçmayan bir yön var, Google servislerinde. Google hep istatistiki bilgiler topluyor ve pek bilinmeyen bilgilere yönelik çalışıyor. Şöyle de denebilir; genelde ancak kişinin kendisine sorulduğunda öğrenilebilecek bilgileri tutuyor. Mesela kullanıcının hangi sayfaları dolaştığı ya da şu anda nerede olduğu ya da hangi videoları izlediği ya da kimlerle konuştuğu gibi... Bir nevi soru sormadan anket çalışması da denebilir bunlara. Ya da öyle olacak ki artık bir bölgedeki, ya da Google’ın girebildiği her alandaki, deyim yerindeyse her bilgiye Google sayesinde ulaşılabilecek; tüm bilgiyi tek merkezde toplamak. Peki Google bunları herkesle paylaşacak mı?
Daha da genelleştirirsek insanların merak ettiği şeylere yönelik çalışan Google’ı artık ‘bir kaç zeki gencin çalışması olan başarılı bir arama motoru olarak değerlendirmek’ pek de gerçekçi değil. Aynı şekilde ‘yasalar ülkelere göre değişiklik gösterebileceğinden gizlilik politikası konusunda belirli bir ifade biçimi öneremeyen’ Google, sanki kullanıcısına ülkeler üstü bir perdeden sesleniyor gibi. Peki Google, servisleri yoluyla paylaştığı istatistiklerin dışındaki diğer verileri, en azından Avrupa ülkeleri ile paylaşmadığına göre kiminle paylaşıyor ya da paylaşıyor mu?
Şu çok net söylenebilir ki Google şu anda bazı devletlerden çok daha güçlü konumda. Google daha çok açık kaynak yazılımcılığına yakın dursa da şu anda kendisi bir kapalı olamaya doğru gidiyor. Şu durumda arama motoru alanında karşısında direnen Microsoft’un, o çok tartışılan, konumuna gelecek gibi de görünüyor, gelen gideni aratır misali. Sanırım sadece onunla da kalmayacak.